Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Enflasyonu Düşürme Çabamız Devam Ediyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk canlı yayınında yaptığı açıklamalarda, enflasyonla mücadelede kararlı bir şekilde ilerlediklerini belirtti. Yılmaz, enflasyonu düşürürken büyümeyi, istihdamı sürdürmeyi ve sosyal dengeleri gözetmeye devam ettiklerini vurguladı.
Yılmaz, enflasyonun 2023 yılında yüzde 65’ten 2024’e yüzde 44’e düştüğünü ve bu yıl sonunda yüzde 30 civarında olmasını öngördüklerini ifade etti. Hedeflerinin 2026’da enflasyonu yüzde 20’nin altına, 2027’de ise tek haneli rakamlara çekmek olduğunu belirtti.
Deprem Harcamalarına Rağmen Mali Disiplinden Taviz Verilmiyor
Yılmaz, deprem harcamalarına rağmen mali disiplini koruduklarını ve bütçe açığının yüzde 3,6 civarında olacağını söyledi. Artan faiz harcamalarına rağmen harcamaların öngörülenin biraz altında olduğunu ve mali tarafta sağlam durduklarını ifade etti.
Gıda Fiyatlarındaki Artış ve Enflasyon
Gıda fiyatlarındaki artışa da değinen Yılmaz, gıda sektöründe yaşanan zorlukları ve enflasyonla mücadeledeki kararlılıklarını vurguladı. Enflasyonun genel olarak aşağı yönlü seyretmeye devam edeceğini belirten Yılmaz, vatandaşların hizmet sektörlerinde de iyileşmeler göreceğini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve istihdam politikaları hakkında açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “Şimdi en alt basamağından da olsa yüksek gelirli ülkeler ligine geçiyoruz.” şeklinde konuştu.
İstihdam konusuna da değinen Yılmaz, “İstihdam bir insanın, bir ailenin yaşam koşullarını değiştirir. Dolayısıyla bizim için çok kıymetli. Kadın ve genç istihdamı da bu çerçevede çok önemli.” dedi. Kadın ve genç istihdamını artırmak için çeşitli destek mekanizmalarının devrede olduğunu belirten Yılmaz, “Prim desteklerinden eğitime, İŞKUR üzerinden yürütülen çalışmalara kadar birçok boyutta destek veriyoruz.” diye konuştu.
Yılmaz, tarım sektörünün stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “2026 yılı tarım bütçesine 888 milyar lira kaynak ayrıldı. Bunun bir kısmı doğrudan destek, bir kısmı sulama yatırımları için ayrıldı.” şeklinde konuştu. Tarımda finansal desteklerin sürdüğünü belirten Yılmaz, “Ziraat Bankası ve diğer bankalar aracılığıyla sübvansiyonlu krediler veriyoruz. Çiftçimizin faizinin yüzde 70’ini devlet olarak biz ödüyoruz.” dedi.
Son olarak, Yılmaz su yönetiminin önemine dikkat çekerek, “İklim değişikliğiyle birlikte su artık daha kritik bir hale geldi. Nüfus artıyor, tüketim artıyor ve bunun yüzde 80’e yakını tarımda kullanılıyor. Bu nedenle tarımda su verimliliği çok önemli.” şeklinde konuştu. Yılmaz, yerel yönetimlerin su yönetimi konusunda daha etkin rol alması gerektiğini vurguladı. Türk Haber Editörü: Mahalli İdarelerde Yatırımların Önemi
Türkiye’de mahalli idarelerin yatırımlarının önemine dikkat çeken deneyimli haber editörü, doğru şekilde paranın yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Akıllıca bir şekilde para harcanmadığı takdirde, önceliklerin belirlenmediği, doğru yerlere yatırım yapılmadığı durumunda, daha önce yapılmış yatırımlarla idare edilmeye başlanacağını ifade ediyor. Ankara örneğinde, boruların çatladığı ve suyun gelmediği durumu anlatan haber editörü, belediye başkanının bu sorunu 7 yıldır göremediğini ancak birkaç haftada tamir edebildiğini belirtiyor. Bu durumun, paranın akıllıca ve önceden doğru yatırımlar yapılması gerektiğini gösterdiğine dikkat çekiyor.
Mahalli idarelerin toplam harcamalarından yatırım harcamalarının payının düşüşüne de değinen editör, yatırımların gerilemesinin sonuçlarının mutlaka olacağını belirtiyor. Popülist harcamaların bir süre idare edebileceğini ancak uzun vadede sorunlara yol açabileceğini ifade ediyor. Deniz suyu arıtımı konusunda teknolojik gelişmelerin takip edilmesi gerektiğini de vurguluyor.
Altın fiyatlarındaki artışa ilişkin eleştirilere de değinen editör, altının dünya genelinde yükseldiğini ve satın alma gücünü altın üzerinden ölçmenin mantıksız olduğunu belirtiyor. Muhalefetin altın üzerinden yapılan eleştirilerinin siyasi amaçlar taşıdığını ifade ediyor.
Türkiye’nin borç durumuna da değinen editör, Türkiye’nin dünyanın en az borçlu ülkelerinden biri olduğunu kaydediyor. Kişi başı borç karşılaştırmalarını da ele alan editör, Türkiye’nin bu konuda diğer ülkelere göre daha avantajlı olduğunu ifade ediyor.
Kamuda yapılan tasarruf politikalarına da değinen editör, tasarrufun harcamaları kısmak değil, kaynakları verimli kullanmak olduğunu belirtiyor. Savunma sanayine yapılan yatırımların önemine de vurgu yapan editör, güvenliğin ve bağımsızlığın teminatı olarak savunma sanayisinin önemine dikkat çekiyor. Savunma sanayisinin ekonomiye katkısını da vurgulayan editör, bu alandaki yatırımların ülke için vazgeçilmez olduğunu ifade ediyor. Türkiye için önemli bir adım olan yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak konuşan deneyimli bir haber editörü, “Bu yatırımlara kararlılıkla devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Yeni anayasa çağrısıyla ilgili olarak AK Parti’nin hazırlıklarını sürdürdüğünü belirten Yılmaz, tüm partilere işbirliği çağrısı yaparak, anayasanın temel hakları koruyan bir yapıya kavuşması gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik olarak terörle mücadelenin önemine değinen Yılmaz, terörün ekonomik potansiyeli ve demokrasiyi engellediğini belirtti. Sürecin zorluklarına rağmen, terörle mücadelede kararlı olunması gerektiğini vurguladı.
Filistin konusuna da değinen Yılmaz, İsrail-Gazze ateşkesinin önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin Filistin’e destek vermeye devam edeceğini belirtti. Ayrıca, belediyelerdeki yolsuzluk ve sorunların çözümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Son olarak, sanal kumar ve yasa dışı bahis konusunda da finansal takibin önemine değinen Yılmaz, MASAK’ın bu konuda ana kurum olarak belirlendiğini ve uluslararası bağlantılarla finansal takibin yürütüleceğini kaydetti. önemli olan detayları vurgula ve okuyucunun dikkatini çek.
Başlık: Türkiye’de Covid-19 Aşısı Hakkında Son Gelişmeler
Türkiye’de Covid-19 aşısıyla ilgili son gelişmeler hakkında Sağlık Bakanı açıklamalarda bulundu. Bakan, ülke genelinde başarılı bir aşılama kampanyası yürütüldüğünü belirtirken, aşı olmayan vatandaşları uyararak, aşının önemine vurgu yaptı.
Bakan, “Covid-19 aşısı ülkemizde güvenli bir şekilde uygulanmaktadır. Aşı olmak, hem kendi sağlığınızı korumanız hem de toplum sağlığına katkıda bulunmanız açısından son derece önemlidir. Aşı olmayan vatandaşlarımızı, sağlık açısından riskli durumlarla karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isterim” dedi.
Aşı olma hızının arttığını belirten Bakan, vatandaşlardan aşı olmaları konusunda duyarlı olmalarını istedi. Öte yandan aşıya ilişkin yan etkilerin minimal düzeyde olduğunu vurgulayan Bakan, aşı olmanın salgının kontrol altına alınmasında büyük önem taşıdığını söyledi.
Türkiye genelinde Covid-19 aşılama kampanyası devam ederken, vatandaşların aşı yaptırmaya teşvik edilmesi ve aşı karşıtlığının önlenmesi için çalışmalar sürüyor. Aşı olmayan vatandaşların, kendilerini ve çevresini korumak adına aşı yaptırmaları gerektiği belirtiliyor. yer alan detayları özgünleştirerek, okuyucunun ilgisini çekecek bir şekilde sunmaya çalıştım.
Başlık: Türkiye’nin Otomobil Pazarında Yeni Bir Soluk: Yerli Üretim Elektrikli Araçlar
Türkiye otomotiv sektöründe yeni bir dönem başlıyor. Türk mühendisler tarafından geliştirilen yerli üretim elektrikli araçlar, otomobil pazarına yeni bir soluk getirecek. Konu hakkında konuşan bir yetkili, “Yerli üretim elektrikli araçlar, çevre dostu ve ekonomik bir alternatif sunacak” dedi.
Yerli üretim elektrikli araçlar, Türkiye’nin otomobil endüstrisinde önemli bir dönüm noktası olacak. Bu araçlar, hem çevreye duyarlılığı hem de ekonomik avantajlarıyla dikkat çekecek. Türk mühendislerin emeğiyle geliştirilen bu araçlar, otomobil sektöründe yerli ve milli bir alternatif sunacak.
Yerli üretim elektrikli araçlar, Türkiye’nin otomobil ihracatında da önemli bir rol oynayacak. Yerli üretim olmaları sayesinde, Türk otomotiv sektörünü uluslararası alanda daha rekabetçi kılacaklar. Bu sayede Türkiye, otomobil endüstrisinde daha güçlü bir konuma gelecek.
Türkiye’nin otomobil pazarında yerli üretim elektrikli araçlar, hem çevreci hem ekonomik hem de milli bir alternatif sunacak. Bu araçlar, Türk mühendislerin emeğiyle geliştirilmiş olmalarıyla da önem taşıyor. Türkiye’nin otomobil endüstrisindeki bu yeni gelişme, sektörde heyecan yaratırken, çevre dostu araçlara olan talebi de artıracak.
