Suriye’de Yıkım ve Ekonomik Durum
Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte Suriye, 2011’de başlayan Suriye Devrimi’nin ardından yaklaşık 14 yıl süren savaşın yarattığı yıkımdan kurtulmaya çalışıyor. Ülke, ekonomik toparlanma sürecine girerek yeniden inşa adımlarını atmaya başladı.
Savaşın Ekonomik Mirası
Savaşın başlamasıyla birlikte Suriye ağır ekonomik yaptırımlara maruz kaldı. Bu yaptırımların etkisiyle ekonomi hızla daraldı, üretim faaliyetleri çöktü, sanayi tesislerinin büyük bölümü yok oldu ve tarım alanlarında ciddi kayıplar yaşandı.
Suriye Lirasının Çöküşü
Suriye lirası tarihte görülmemiş bir değer kaybı yaşadı. 2011’de 1 ABD doları 50 Suriye lirası iken, Esad’ın düşüşü sırasında kur 15 bin liraya kadar çıktı. Sonrasında kısmi bir toparlanmayla dolar kuru bugün yaklaşık 11 bin lira seviyesinde. Yerel para biriminin çökmesiyle birlikte mal ve hizmet fiyatları aşırı arttı, tüketici enflasyonu %140’a kadar yükseldi.
Petrol Üretimi Dibe Vurdu
Savaş öncesi günde 380 bin varil petrol üreten Suriye, bugün çatışmalar nedeniyle sadece 90 bin varilin altında üretim yapabiliyor. Bu durum hem rejimin kontrol ettiği bölgelerde hem de kontrol dışı alanlarda büyük bir ekonomik yük oluşturdu.
Aşırı Yoksulluk
Verilere göre, Suriye’de savaş öncesinde “aşırı yoksulluk” seviyesinin görülmediği ancak savaş sonrasında bütün yoksulluk türlerinde keskin bir artış yaşandığı belirtiliyor. Bugün Suriye halkının %90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
IMF ile Yeniden Temas
Suriye, eski rejim döneminde uluslararası finans kurumlarıyla ilişkileri kesmişti. Ancak Nisan ayından itibaren Şam yönetimi IMF ve Dünya Bankası ile yeniden işbirliği başlattı. IMF, Suriye ile uygun bir para politikası çerçevesi oluşturmak üzere görüşmelere başladığını açıkladı. IMF heyeti, Suriye’nin bütçe ve para politikasında sıkı bir duruş sergilediğini ve ekonomide toparlanma işaretleri gördüklerini belirtti. FATF ve Gri Liste: Suriye Finansal Analistler Derneği üyesi Firas Haddad, ülkenin IMF ve Dünya Bankası ile yeniden masaya dönmesinin, ekonomi açısından kritik bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. Haddad’a göre, Suriye’nin kara para aklama standartlarına uyum sağlayarak gri listeden çıkması, yabancı yatırımlar açısından olumlu bir ivme yaratacak. Ancak, yatırımcılar için güvenlik hâlâ önemli bir faktör. Haddad, “Hiçbir yabancı sermaye, iç güvenlik veya sınır güvenliği sorunları olan bir ülkeye yatırım yapmak istemez.” diyor.
Dünya Bankası: 216 Milyar Dolarlık Yara: Dünya Bankası’nın tahminine göre, 2011-2024 döneminde Suriye’nin yeniden inşa maliyeti 216 milyar doları bulacak. Bu rakam, ülkenin GSYH’sinin 10 katına denk geliyor. Suriye, bu devasa maliyeti karşılamak için IMF ile işbirliği yaparken, aynı zamanda Dünya Bankası ile de kamu maliyesi reformu için projeler başlatıyor.
Yatırım Hamlesi: Yeni kurulan hükümet, yabancı sermayeyi ve yerel özel sektörü teşvik etmek için kapsamlı bir yatırım paketi hazırladı. Vergi muafiyetleri, ham madde ithalatı kısıtlamalarının kaldırılması ve enerji desteği gibi önemli adımlar atıldı. Suriye, uzun süren savaşın ardından devasa bir yatırım ihtiyacı içinde ve ekonomik reformların tamamlanmasıyla yeni yatırımlar bekleniyor.
Enerji Stratejisi: Tek Bakanlık: Hükümet, enerji sektörünü yeniden inşada öncelikli hedef olarak belirledi. Eylül ayında Devlet Başkanı Ahmed Şeria’nın kararıyla Enerji Bakanlığı adlı yeni bir bakanlık kuruldu. Bu bakanlık, petrol, madenler, elektrik ve su kaynaklarını tek bir çatı altında topluyor. Bakanlık, sanayi elektriğinde fiyat indirimleri ve uluslararası enerji şirketleriyle yapılan anlaşmalarla enerji sektörünü güçlendirmeyi hedefliyor.
Yıkımdan Kalkınmaya: Vietnam Modeli: Suriye, yeniden inşa sürecinde Vietnam’ın deneyimlerinden ilham alıyor. Vietnam, tarihsel olarak yaşadığı savaş ve ekonomik zorluklardan dönüşerek bugün dünyanın önemli üretim merkezlerinden biri haline geldi. Suriye de benzer bir dönüşüm için çalışmalarına devam ediyor.

















