Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Ömer Orkun, Türkiye’de 2000’li yılların başında görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünün insanları enfekte ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Orkun, Hyalomma marginatum adlı kene türünün virüsün ana vektörü olduğunu ve bu türün mart ayının sonunda aktifleşmeye başladığını söyledi. Nisan ve Mayıs aylarının soğuk ve yağışlı geçmesinin aktivasyonu azalttığını ancak mayıs sonu ve haziran aylarında insanlarla karşılaşmanın arttığını belirtti. Tarım işçileri ve hayvancılıkla uğraşanların daha fazla risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Orkun, vakaların özellikle Kurban Bayramı sonrası arttığını ifade etti.
Prof. Dr. Orkun, Türkiye genelinde Hyalomma marginatumun aktif olduğunu ancak kene popülasyonunun her yerde aynı şekilde artmadığını belirtti. Ankara’nın kuzey ilçelerindeki kırsal kesimlerde her yıl vaka görüldüğünü söyledi.
KKKA virüsü ile mücadelede hastaneye gitmeden önce alınması gereken önlemlere dikkat çeken Prof. Dr. Orkun, kenenin popülasyonunu artıran ve virüsü destekleyen hayvan türlerinin tanımlanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, kene aşısının önemine de vurgu yaptı.
Prof. Dr. Orkun, kenele karşı alınması gereken önlemler konusunda bilgi verirken, kenenin bir an önce çıkarılmasının önemli olduğunu ve keneyle temas sonrası panik yapmaya gerek olmadığını belirtti. Ayrıca, kenenin içinde ağız kısmının kaldığı iddiasının doğru olmadığını ve kenenin vücuda ulaşmasını engellemek için kapalı giysiler giyilmesi gerektiğini söyledi.
Dezenformasyonların düzeltilmesiyle insan vakalarının önüne geçilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Orkun, keneyle ilgili bazı şehir efsanelerine de açıklık getirdi. Ayrıca, KKKA virüsünün Türkiye’de doğal bir hastalık olduğunu ve ölüm oranının genellikle immün sistemi düşük olan insanlarda yüksek olduğunu belirtti.
